1999’da ‘Nightshapes’le Berlin’den ödülle dönen Alman yönetmen Andreas Dresen’ın yeni filmi ‘Als wir träumten’ (As We Were Dreaming) Altın Ayı için yarışacak yapımlardan. Ayrıca eşcinsel bir çiftin hafta sonu boyunca yaşadığı aşkı konu alan ‘Weekend’le dikkat çeken genç İngiliz yönetmen Andrew Haigh
69. Uluslararası Berlin Film Festivali'nde ''Altın Ayı'' için yarışan ''Kız Kardeşler''in senarist ve yönetmeni Emin Alper, ''Başlıca amacım umut hikayesini anlatmak. Daha iyi bir
Gün geçtikçe insanlardan daha da uzaklaşan bir çocuk olan Yusuf, bir gün ormanın derinliklerine dalıp babasını aramaya çıkacaktır. Semih Kaplanoğlu’nun Berlin’den Altın Ayı ile dönen filmi, Türk sinemasının son dönemdeki en önemli filmlerinden biri olarak kabul ediliyor.
"2017 tarihli ’93 Yazı ile otobiyografik ögeler taşıyan çok beğenilen bir ilk filme imza atan Carla Simón, kendisine Altın Ayı kazandıran Alcarràs'ta bir kez daha çocukluk anılarından yola çıkıyor ve filme ismini veren Katalonya’da küçük köyde tarım yapan Solé ailesini merkeze alıyor.
Bu filmlerin yanı sıra Berlin’den Altın Ayı ile dönen Adina Pintilie’in ilk filmi ‘Touch Me Not’ın festivalin programında yer alacağı bilgisi de basınla paylaşıldı.
Dịch Vụ Hỗ Trợ Vay Tiền Nhanh 1s. Kerem Akça yazdıOluşturulma Tarihi Mart 04, 2019 16247-17 Şubat 2019 tarihleri arasında düzenlenen 69. Berlin Film Festivali, “Synonymes”in zaferi ile ya 16 ana yarışma filmi arasında en öne çıkanları ve hayal kırıklığı yaratanları hangileriydi?Berlin Film Festivali, dünyanın en önemli üç film festivali arasında sayılıyor. Ama özellikle son dönemde yarışma’ açısından iz bırakamıyor. Seçkisine bakınca da yan bölümlerin Altın Ayı yarışmasından iyi olduğu, genelde Sundance’e paralel filmlerin iz bıraktığı bir şekilde noktalanıyor. Bu sene de benzer bir durum yaşandı. “Büyük Budapeşte Oteli” “The Grand Budapest Hotel”, 2014 , “Çocukluk” “Boyhood”, 2014, “Köpek Adası” “Isle of Dogs”, 2018 gibi ağırlığını hissettiren bir Amerikan filmi de yoktu bu kez…Yarışmaya Alman sinemasının değerleri’ damga vurdu. Fatih Akın’ın “The Golden Glove”un “Der Goldene Handschuh”, 2019, yönetmenin buradan zaferle ayrılan “Duvara Karşı”sından “Gegen Die Wand”, 2004 bu yana en iyi ve zinde yapıtıydı. Yarışmaya girmesi şaşırtmadı. Düzgün çekilmiş, Scorsese-Franco etkisi taşıyan ve olgun seri katil filmi, ülke tarihine de Jonas Dassler eşliğinde gerçek bir karakteri Fritz Honka’yı miras Fingscheidt’in ilk filmi “System Crasher” “Systemsprenger”, 2019, Almanya’daki devlet kurumunun arızası olarak beliren hastalıklı bir kız çocuk’un izini sürüyor. Helena Zengel’in müthiş performansından güç alan film, “Koş Lola Koş”tan “Lola Rennt”, 1998 bu yana ülkeden gördüğümüz en iddialı ve yaratıcı kurguyu barındırıyor. Her türlü dayatmaya karşı gelebilen, Almanya’nın bürokratik çürümüşlüğünü topa tutan özel bir eser. Önemli ve genç bir yeteneği duyurmasıyla da anılacaktır. Alfred Bauer Ödülü’nü sonuna kadar hak Schanelec, 25 senedir yönetmenlik yapan ama anca bu filmiyle ana yarışmaya girebilen bir isim oldu. “I Was At Home But” “Ich War Zuhause, Aber”, 2019, kaybolan çocuk’ meselesinin üzerine gitse de bunu genel plan’ ve sabit kamera’ üzerine kurulu uzun planlardan destek alan bir mesafe ile yansıttı. Arjantinli Matías Piñeiro’nun Bresson etkili Alman kardeşi gibi gözüktü. Açıkçası reji açısından bakarsak Schanelec, matematiksel başarısıyla ödül almayı hak çocuk kaybı’nı ele alan Wang Xiaoshuai ise dönemlere yayılarak Çin’in 80’lerinden bugününe uzanan bir aile tablosunu gözlemlememizi sağladı. Aynı kuşaktan Jia Zhangke’de gördüğümüz denemelerin üzerine geçmeyen “So Long, My Son” “Di Jiu Tian Chang”, 2019 aslında çok da heyecan verici’ bir şekilde noktalanmadı. Açıkçası 180 dakikalık süresi için de niye?’ dedirtti. Ama Xiaoshuai’nin sosyal gerçekçi’ arka planlı minimalist tarzı yakalamak isteyenler için ince detaylara sahipti. Ülke sinemasında onunla birlikte Altıncı Kuşak’a girdiği bilinen Wang Quan’an ise 2006’da egzotik “Tuya’nın Evliliği” “Tuya De Hun Shi” ile niye ödül aldığı çözülemedikten sonra burada olumlu açıdan ters köşe yaptı. “Öndög”, Moğol usulü bir minimalist noir’ olarak “Bir Zamanlar Anadolu’da” 2011 ile akrabalık kurarken, sinematografisiyle de büyüleyen bir film. Ama söylemini dinozorlar tarihi üzerinden egzotik bir efsaneye bağlaması ve yörenin sarhoşluğuyla yakın plana geçmesiyle kontrolden Kanadalı yönetmen Denis Côté’nin 16mm çekilmiş, anti-hayalet filmi “Ghost Town Anthology” “Répertoire Des Villes Disparues”, 2019, açıkçası alt türün unutulup gitmiş değerlerinden destek alan ilginç bir deneme. Quebec’te 215 kişinin yaşadığı ıssız bir kasabada griye bulanmış karakterlerin üzerine giderken, Carpenter’ın “Sis”i “The Fog”, 1980 gibi 35mm ile çekilmiş alt tür örneklerini akla getiriyor. Lanetli kasaba’ fonlu eski usul’ hayalet filmi, kesişen hayatlar filmi’ formülüyle de iç içe geçen kendi içinde tutarlı bir çalışma. Hans Petter Molland ve Agniezska Holland, roman uyarlaması ve gerçek hikayenin peşine düşseler de popüler sinema’ açısından izlenir işlere imza attılar. Çıtayı yüksek koymayıp ortalama’ dursalar da, ikisinin de yaratıcı kurguları takip etmeye açıktı. Özellikle Holland’ın “Mr. Jones”u 2019 aralara monte edilmiş Vertov efektleriyle görülmeye değer bir tarihi gazeteci biyografisi servis Lapid’in “Synonymes”i ve Marie Kreutzer’in “The Ground Beneath My Feet”i “Der Boden Unter Den Füßen”, 2019 sadece başrol oyuncularıyla anılacak filmlerdi. İlkinde Tom Mercier’nin Paris’te bir İsrailli’ olarak kavranış şekli hiç de yaratıcı değildi. Onun özgürlükçü bir Fransa’ya girerek, cinsel kimlik arayışını dağınık bir şekilde servis etmesi bir yana, kendi ülkesinin politikasıyla da haşır neşir olması iz bırakmadı. Açıkçası film boyunca koşturan Mercier’nin cinsellikle ilişkisi de boş bir Fransız Yeni Dalgası romantizminden ibaret. Lapid ise ikinci filminde sinemasını entelektüel görünümlü boyutsuz bir kültür farkları komedisi’ ile geriye götürmüş. “The Ground Beneath My Feet”te Marie Kreutzer’in lezbiyen erotik gerilimi’, De Palma’ya ihtiyaç duyan bir havada kalmışlıkla sarılıp Valerie Pauchner’in performansına bel bağladı. Açıkçası LGBT sineması anlamında Isabel Coixet’nin “Elisa y Marcela”sı esas iz bırakan oldu. İki başrol oyuncusu bir yana 20. yüzyılın başında yaşanan ilk lezbiyen evlilik, Medem’in “Ateşli Oda”sındaki “Habitacicon En Roma”, 2010 kadar yatak hayatındaki tutkuyu yansıtmakta becerikli ve cesurdu. Yönetmenin beklenen başarısı, Yabancı Film Oscarı'nda da bir şeyler yapabilir.“Ben Titov Veles’denim” “Jas Sum Od Titov Veles”, 2007 gibi yeni milenyumun en etkili ikinci filmlerinden birini çeken Makedon Teona Strugar Mitevska “Petrunya”, “Tepenin Ardı” ile “Abluka”yla kendi dilini oluşturan Emin Alper “Kız Kardeşler” ve vahşi çocuklar için Gomorrah’ yaratma hedefiyle kontrolden çıkan Claudio Giovannesi “Piranhas” hayal kırıklığı yarattı. Yaşlandıkta duygusallaşan Ozon ise bütün geleneklerinin dışına çıkarak hem yarışmanın hem de kendisinin en zayıf filmine imza attı “By the Grace of God” “Grace a Dieu”. ”The Golden Glove”, “System Crasher” ve “Elisa y Marcela” en iyi filmlerdi. Bu sene Berlin’den hak edilen bir kadın zaferi’ çıkabilirdi.
Haberler > "Yabancı Dildeki En İyi Film" Dalında Oscar'a Aday Adayı Olarak Gönderdiğimiz 22 Film - 1826 88. Oscar ödüllerinde yabancı dildeki en iyi film dalında Türkiye'yi temsil edecek film açıklandı. Kaan Müjdeci'nin yönettiği; 11 yaşında bir çocuk ile Sivas isimli bir dövüş köpeğinin bozkırda geçen hikayesini anlatan 'Sivas' adlı film eğer adaylar arasına girebilirse, 2015 yılı Oscar Ödül Törenlerinde bizi temsil de bu vasıtayla Oscar'a aday adayı olan filmlerimizi bu içeriğimizde hatırlayalım istedik. Not Filmler aday oldukları yıllara göre sıralanmıştır. Başlıklarında yazan tarih, filmlerin çıkış yılı değil aday oldukları yıldır. 1. Susuz Yaz 1964 IMDb Puanı 8,0 Ege'nin kurak topraklarındaki köylerden biri... Su sıkıntısı çeken köy halkı, yaşayabilmek için suya, su içinse su kaynaklarını arazisinde bulunduran Osman ve Hasak isimli kardeşlere muhtaçtırlar. Ağabey Hasan her zaman açgözlü ve hırslı olan taraf olmuştur. Köylülerin yakarışlarına rağmen bir damla bile su vermeyi kabul etmez. Haliyle işler fazlasıyla değişir. İyi yürekli Osman ise ağabeyinin zıttıdır. Bu genç adam ağabeyinin hırsı ve hataları nedeniyle hapishaneye dahi düşecek, aile yapısı yerle bir Yaz, içerisinde barındırdığı kuvvetli siyasi taşlamaları ile politik sinemamızın az sayıdaki örneklerinden biridir. Ülkemizde uzunca süre gösterimi yasaklanan yapıt Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı Ödülü'nü kazanarak olağanüstü bir başarı aday adayı olduğu sene ise Yabancı Dil Dalında En İyi Film Ödülü'nü 8½ Sekiz Buçuk almıştır. 2. Uçurtmayı Vurmasınlar 1989 IMDb Puanı 8,4 Annesinin hapis cezası yüzünden hapishanede büyümek zorunda kalan Barış, bütün mahkumların neşe kaynağıdır. Siyasi mahkumlardan biri olan İnci ile arasındaki yakınlık diğer bütün mahkumlarla olandan çok daha Barış ile İnci arasında gelişen bu sevgi dolu dostluk, hapishane duvarlarını bile delen koskoca bir dünya yaratmalarını aday adayı olduğu sene ise Yabancı Dil Dalında En İyi Film Ödülü'nü Pelle erobreren Fatih Pelle almıştır. 3. Piano Piano Bacaksız 1992 IMDb Puanı 7,9 yıllarda İstanbul’da bulunan eski bir konakta yaşayan yaşlanmış Kemal, artık unutulmaya yüz tutmuş anılarını Piano Bacaksız, her bir odası bambaşka insanlara kiraya verilen bir konakta, savaşın da getirdiği zorluklara rağmen hayata tutunma çabası veren bir grup insana dair etkileyici bir yönetmen Tunç Başaran, Piano Piano Bacaksız ile 1991 yılında İstanbul Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ödülüne layık aday adayı olduğu sene ise Yabancı Dil Dalında En İyi Film Ödülü'nü Reise der Hoffnung Umuda yolculuk almıştır. 4. Mavi Sürgün 1993 IMDb Puanı 6,8 Osmanlı'nın son yıllarında tam bir aristokrat olarak yetişen, yüzyılın en büyük dönüşümlerinin biri önünde kendi kişisel öyküsünü yaşayan, annesine olan aşırı tutkusu ile babasına olan inanılmaz nefreti arasında bölünmüş ve sonunda 'baba katili' olmaya dek gitmiş olan Cevat Şakir'in sürgün edildiği Bodrum'daki ilk yıllarının öyküsüdür. I. Dünya Savaşı yıllarında bazı asker kaçaklarının yargılanmadan kurşuna dizilmelerini anlatan yazısı yüzünden Cevat Şakir Kabaağaçlı Halikarnas Balıkçısı, İstiklal Mahkemesi'nde yargılanır ve 3 yıllığına Bodrum'da kalebentliğe mahkum edilir. Nazlı bir gül gibi yetiştirildiği İstanbul ortamından kopartılıp kendi halinde bir Ege kıyı kasabasına gönderilir. Cevat Şakir, sürgün olarak gönderildiği Bodrum'da doğasıyla, insanıyla, arkeolojisiyle, tarihiyle gerçek Ege'yi aday adayı olduğu sene ise Yabancı Dil Dalında En İyi Film Ödülü'nü Indochine almıştır. 5. Manisa Tarzanı 1994 IMDb 6,9 Savaşı'nı henüz atlatmış olan Anadolu yaralarını sarmaya çalışırken savaşta en fazla hasar gören şehirlerden biri olan Manisa yerle bir olmuş haldedir. Tam da bu dönemde şehre gizemli bir yabancı çıkagelir. Bu yabancı Kurtuluş Savaşı'nda düşmanlarla çarpışmış, başarısından ötürü de İstiklal Madalyası'na layık görülmüştür. Manisa Tarzanı olarak adlandırılan bu adam yıkık dökük Manisa'da ölen doğayı yeniden canlandırmaya başlar. Binlerce ağaç dikerek ömür boyu mücadele eden bu doğa kahramanı Manisa tarihinin en önemli isimlerinden biri olur. Yerli sinemamızın en ilginç filmlerinden biri olan yapıt hem tarihi bir kahramana hem de bir doğa olayına değinerek sadece bir savaş sonrası filmi olmanın ötesine aday adayı olduğu sene ise Yabancı Dil Dalında En İyi Film Ödülü'nü Belle Epoque almıştır. 6. Eşkıya 1997 IMDb Puanı 8,5 yıl önce Cudi dağlarında bir grup eşkiya yakalandı ve hapse atıldı. Yıllar içinde kimi hastalıktan, kimi hesaplaşma sonucu öldü. Biri hariç... 35 yıl sonra Hapisten çıkınca Baran’ın ilk işi köyüne dönmek olur. Yıllar önce hapse girmesine en yakın arkadaşının sebep olduğunu öğrenir. Bu en yakın arkadaşı onun çocukluk aşkını alarak İstanbul’ a gitmiştir. Baran da onu bulmak üzere İstanbul’un yolunu Turgul'un senaryosunu yazıp yönetmenliğini üstlendiği Türkiye sinemasının unutulmaz filmlerinden Eşkıya'nın baş rollerinde Şener Şen, Uğur Yücel, Şermin Hürmeriç ve Yeşim Salkım bulunuyor. Oscar'a aday adayı olduğu sene ise Yabancı Dil Dalında En İyi Film Ödülü'nü Kolya almıştır. 7. Salkım Hanımın Taneleri 1999 IMDb Puanı 6,4 ile Nimet yaşadıkları köyde fakirliğin pençesinde kıvranmaktadırlar. Daha müreffeh bir hayat için büyük şehre gitme fikri akıllarına yatar ve soluğu İstanbul'da alıp hemşehrileri olan Bekir ile buluşurlar. Bekir zengin bir adam olan Haliy Bey’in yardımcısıdır. Yaşadıkları büyük handa Durmuş’a da iş bulan Bekir’in bu iyiliği, tüm han sakinlerinin talihlerinde bir kırılma yaratacaktır. Kaderi farklı bir yöne doğru ilerleyen Durmuş, her zaman daha fazlasına sahip olmayı isteyen, son derece hırslı bir adamdır. Burada kendisine verilen küçük iş adamı tatmin etmeyecek, bu açgözlülüğü ise herkesin felaketi olacaktır. Müslüman olmayan azınlıklardan alınan Varlık Vergisi ise Halit Bey başta olmak üzere tüm gayrimüslim vatandaşları yuvalarından aday adayı olduğu sene ise Yabancı Dil Dalında En İyi Film Ödülü'nü La vita è bella Hayat Güzeldir almıştır. 8. Kaç Para Kaç 2000 IMDb Puanı 7,6 büyük bir dürüstlükle idare ettiği küçük dükkanının kendisine kazandırdıklarıyla yetinen bir adamın hayatı, çağımızın en etkili gerçeği olan 'para' ile değişiyor. Selim, babadan yadigar giyim dükkanını yıllarca bir şekilde çevirmeyi başarmış, ailesini de pek sıkıntı yüzü göstermeden geçindirmiş, çevre esnafı tarafından sevilen ve güven duyulan bir adamdır. Ancak dürüstlüğün 'enayilik' olarak adlandırıldığı günümüz için fazla iyidir. Taksiye kendinden önce binen yolcunun koltukta unuttuğu içi para dolu çantayla birlikte bu ikilemi fazlasıyla hissedecektir. Para çantasıyla birlikte kendisiyle de mücadele etmeye başlayan Selim, paranın getirdikleriyle birlikte kendi dönüşümüne tanıklık aday adayı olduğu sene ise Yabancı Dil Dalında En İyi Film Ödülü'nü Todo sobre mi madre Annem Hakkında Her Şey almıştır. 9. Büyük Adam Küçük Aşk 2001 IMDb Puanı 7,6 yaşındaki emekli Rıfat Bey'le, köyüne yapılan operasyonda tüm yakınlarını kaybettiği için köylüsü Evdo tarafından akrabasının yanına bırakılan küçük Hejar'ın yolları İstanbul'da kesişir. Hejar'ın bırakıldığı eve de bir operasyon düzenlenir ve Hejar şans eseri buradan kurtulur. Rıfat Bey, onun şok içinde ve yaralı olduğunu fark edince bundan vazgeçer. Hejar kendine geldiğinde bir başka sürprizle karşılaşırlar; çocuk Kürttür ve hiç Türkçe bilmemektedir. Hejar da Rıfat Bey'den hoşlanmaz ancak nefretle başlayan ilişkileri giderek sıcaklaşır ve sevgiye dönüşür. Rıfat Bey, çocuğa Türkçe öğretmeye ve farkında olmadan da Kürtçe öğrenmeye aday adayı olduğu sene ise Yabancı Dil Dalında En İyi Film Ödülü'nü Wo hu cang long Kaplan ve Ejderha almıştır. 10. 9 2002 IMDb Puanı 7,8 eski mahallerinden birinde yabancı ve gizemli bir kız olan Kirpi vahşice öldürülür. Polis farklı karakterlerdeki mahalleliyi sorgu odasına alır ve film böyle başlar. Polis, mahalle sakinlerini olayla bağlantılı olarak sorgulamaya başladıkça ortaya enteresan veriler çıkar. Cinayetin sorgulanması için başlatılan bu soruşturma mahalle sakinlerinin kişiliklerinin derinlerine yapılan bir yolculuğa dönemin en ilginç yapımlarından biri olan Dokuz, dijital kamerayla çekildi ve 21. İstanbul Film Festivali’nde, En İyi Film ödülünü alıp, Serra Yılmaz’a da En İyi Kadın Oyuncu ödülü kazandırdı. Yılmaz'a filmde Fikret Kuşkan, Cezmi Baskın gibi deneyimli oyuncular eşlik aday adayı olduğu sene ise Yabancı Dil Dalında En İyi Film Ödülü'nü No Man's Land Tarafsız Bölge almıştır. 11. Uzak 2003 IMDb Puanı 7,7 Yenice kasabasını kendisine mekan olarak seçen yönetmen, Uzak filmi için karlar altında bir İstanbul'u tercih etmiş. Film, ideallerinden uzaklaşmaya başladıkça yaşamının anlamını yitiren ve uzaklara gitmeyi düşleyen bir adamla, hayallerini gerçekleştirmek için İstanbul'a gelen bir gencin hikayesini anlatıyor. Minimalist bir sinema anlayışına sahip olan Nuri Bilge Ceylan, filmin senaryosunu ve yönetimini üstlendiği gibi, görüntü yönetmenliğini de kendisi yapmış. Sinemasında doğuya özgü yavaşlığı ve sadeliği temel almasıyla tanınan yönetmenin son filmi, en olgun çalışması olarak kabul edildi. Uzak, 39. Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Film ödülü alırken, Mehmet Emin Toprak’a En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ve Ceylan’a da En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo ödüllerini aday adayı olduğu sene ise Yabancı Dil Dalında En İyi Film Ödülü'nü Nirgendwo in Afrika almıştır. 12. Gönül Yarası 2005 IMDb Puanı 7,8 bir yapıya sahip olan idealist öğretmen Nazım’ın Anadolu’daki öğretmenlik kariyeri bitmiş ve emekliye ayrılmıştır. İstanbul’a döner ve yerleşmeye karar verir. Ancak bunca zaman sonra uyum sağlamak umduğundan zor olacaktır. Emekli maaşının bağlanmasını beklerken taksicilik yapar. Arkadaşı Takoz’un taksisini kullanır. Bir gün Dünya adında, pavyonda çalışan genç bir kadın taksiye biner. Her ikisinin de hayatı kaçınılmaz bir biçimde dönüşüme uğrayacaktır. Dünya’nın, eski kocası Halil ile başı derttedir. Yavuz Turgul’un Eşkıya’dan sekiz yıl sonra çektiği ilk film. Dahası bir kez daha Şener Şen olması bir devam filmi tadı bırakıyor aday adayı olduğu sene ise Yabancı Dil Dalında En İyi Film Ödülü'nü Mar Adentro İçimdeki Deniz almıştır. 13. Dondurmam Gaymak 2006 IMDb Puanı 6,7 dondurmacı olan Ali Usta gittikçe insanların tercihi olmaya başlayan büyük dondurma markalarına karşı var olma mücadelesi vermektedir. Bunun için de bir yandan dondurmasının reklamını yapmaya çalışırken bir yandan da yeni aldığı dondurma motoruyla köy köy dolaşmaktadır. Kasabanın haylaz çocukları ise Ali Usta'nın sarı motoruna ve tabii ki içindeki dondurmalarına göz dikmişlerdir. İlk uygun fırsatta da motoru çalarlar. Borçla aldığı dondurma motorunu bıraktığı yerde bulamayan Ali Usta öfkeden delirir ve motorunu, kendisini yok etmek isteyen büyük dondurma markalarından birinin çaldığını düşünerek tek tek bayilerden motorunun hesabını sormaya aday adayı olduğu sene ise Yabancı Dil Dalında En İyi Film Ödülü'nü Tsotsi almıştır 14. Takva 2007 IMDb Puanı 7,5 bir İstanbul mahallesinde doğmuş olan Muharrem 30 yılı aşkın bir süredir aynı mahallede yaşamaktadır. Sade bir işi vardır. Mütevazi ve içe dönük bir kişi olan Muharrem gece gündüz ibadet ederek, cinsellikten uzak, en sert İslami akidelere sıkı sıkıya bağlı bir yaşam sürdürmektedir. Muharrem'in koyu dindarlığı, varlıklı ve güçlü bir tarikat şeyhinin dikkatini çeker. Onun alkışlanası güvenilirliği ve vicdani zenginliği, bu şeyhin kendisine tarikatın sahip olduğu sayısız mülkün kira toplayıcısı olarak çalışacağı idari bir görev teklif etmesine yol aday adayı olduğu sene ise Yabancı Dil Dalında En İyi Film Ödülü'nü Das Leben der Anderen Başkalarının Hayatı almıştır. 15. Üç Maymun 2008 MDb Puanı 7,4 genel seçimlere bir muhalefet partisinden aday olarak girecek iş adamı Servet, ıssız bir yolda trafik kazası yapar. Ölümle sonuçlanan kaza sırasında araçta bile olmayan şoförü Eyüp'e para verip yalan söyleterek ölümün sorumluluğunu almasını ister. Servet, kendisi yerine hapse giren Eyüp'ün karısı Hacer ile de ilişkiye girmeye başlayınca, olaylar sonunda bir aile dramına sebep olacak kadar karışır. Gerçeği bilmek, görmek istememek, duymamak veya hakkında konuşmamak, kısacası? Üç Maymun'u oynamak onun var olduğu gerçeğini değiştirir mi?Oscar'a aday adayı olduğu sene ise Yabancı Dil Dalında En İyi Film Ödülü'nü Fälscher, Die Kalpazanlar almıştır. 16. Güneşi Gördüm 2009 IMDb Puanı 6,5 Gördüm, kalabalık bir ailenin filmi. Askerin emriyle köylerini boşaltan ve bir kısmı İstanbul'da şansını denerken diğerleri de umudu Norveç'e kaçmakta arayan bir aile bu. Beş kız çocuğun ardından istediği oğla sahip olan Ramo, bir oğlu askere giderken diğeri dağa çıkmış Davut, sert mizaçlı Mamo ve onun kendini hep kız gibi hissetmiş erkek kardeşi Kadri filmin merkezinde yer alıyor. Yine çok fazla öykü anlatıyor Kırmızıgül bize. Ama bu kez eklektik durmuyor öyküleri; hepsi bir çatı altında, aynı tema etrafında aday adayı olduğu sene ise Yabancı Dil Dalında En İyi Film Ödülü'nü Okuribito Son Veda almıştır. 17. Bal 2010 IMDb Puanı 7,2 babası, kasvetli bir ormanın içerisinde arıcılıkla hayatını kazanmaktadır. Yusuf ise henüz yeni okula başlamıştır. Bir gece gördüğü rüyayı babasına anlatır. Rüyanın içeriği ise bir sırdır. Bir gün Yusuf’un babası ormanın derinliklerine dalar. Geri gelmeyişi, Yusuf’u içine kapanık bir insana dönüştürür. Gün geçtikçe insanlardan daha da uzaklaşan bir çocuk olan Yusuf, bir gün ormanın derinliklerine dalıp babasını aramaya çıkacaktır. Semih Kaplanoğlu’nun Berlin’den Altın Ayı ile dönen filmi, Türk sinemasının son dönemdeki en önemli filmlerinden biri olarak kabul ediliyor. Filmin başrollerinde Bora Altaş, Erdal Beşikçioğlu ve Tülin Özen aday adayı olduğu sene ise Yabancı Dil Dalında En İyi Film Ödülü'nü El secreto de sus ojos Gözlerindeki Sır almıştır. 18. Bir Zamanlar Anadolu'da 2011 IMDb Puanı 7,8 Bilge Ceylan, bu filmiyle kentsel kaygılarını bir kenara bırakıp, tekrar taşranın sıkıntılı dünyasına ama bu sefer bir cinayet hikayesinin gerilimi ile dönüyor... Bir doktor ile bir savcının 12 saatlik gerilimli öyküsünün aktarıldığı filmin başrollerinde Muhammet Uzuner, Yılmaz Erdoğan ve Taner Birsel yer alıyor. Senaryoda Ebru ve Nuri Bilge Ceylan'ın yanı sıra Ercan Kesal'ın da imzası var. Yolların tek düzeliği ve kasabanın insana yeni bir şey sunmamasının sıradanlığını fona alan Bir Zamanlar Anadolu'da adıyla da klasiklere gönderme taşıyor. Bu sene Cannes'da Altın Palmiye için yarışan film, Nuri Bilge Ceylan'a Uzak ve Üç Maymun zaferlerinden sonra Cannes'da Büyük Jüri Ödülü'nü de aday adayı olduğu sene ise Yabancı Dil Dalında En İyi Film Ödülü'nü Hævnen Daha İyi Bir Dünyada almıştır. 19. Ateşin Düştüğü Yer 2012 IMDb Puanı 6,4 Düştüğü Yer” bir yol hikayesidir. Beklenmeyen bir şekilde rahatsızlanan 16 yaşındaki kız çocuğu Ayşe acilen ameliyata alınır. Aile bu ameliyatı gerçekleştirmek için büyük bir dayanışma sergiler. Ameliyat sırasında kızın üç buçuk aylık hamile olduğu anlaşılır. Onu “Yaşatmak” için büyük mücadele vermiş olan aile bu defa “öldürmek” için mücadeleye girişir. Öldürme işini üstlenen baba Osman ve kızı Ayşe birlikte yolculuğa çıkarlar. Osman yol boyunca kızını zehirlemek için çaba gösterirken kız öldürüleceğini bilmemektedir. Baba ve kızın bu yolculuğu ikisi için de birbirlerini yeniden tanıma yeniden sevme ve pişmanlık duygusu üzerine devam aday adayı olduğu sene ise Yabancı Dil Dalında En İyi Film Ödülü'nü Jodaeiye Nader az Simin Bir Ayrılık almıştır. 20. Kelebeğin Rüyası 2013 IMDb Puanı 7,9 yaşayan, iki genç şair Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu, yeni yeni modernleşen bu madenci kentinde memuriyet hayatlarını sürdürürken, bir yandan da sanatla, edebiyatla ve en çok da şiirle iç içe yaşamaktadırlar. Ayakları üzerine yeni kalkan genç Cumhuriyet, bir yandan modernleşme çabasındayken, aynı yıllarda Avrupa'da da çetin bir savaş yaşanmaktadır. Belediye Başkanı'nın kızı Suzan'ın Zonguldak'a geri gelmesiyle Rüştü ve Muzaffer'in şiire olan inancı daha da artar. Henüz lise öğrencisi olan Suzan, çevrenin istememesine rağmen iki gençle yakın arkadaş olur. Fakat 1940'lı yılların vebası olan verem, iki genç insanın da sağlığını git gide tehdit etmektedir. Rüştü ve Muzaffer'in hem kendi gelecekleri, hem de dünyanın gidişatı hayra alamet değildir... Yönetmenliğini ve senaristliğini Yılmaz Erdoğan'ın üstlendiği filmin yapımcılığı yine BKM'ye ait. Çekimler Zonguldak ve İstanbul'da gerçekleştirilen yapım aynı zamanda Zonguldaklı madencilerin de öyküsüne değiniyor. Oyuncu kadrosunda Erdoğan'ın yanı sıra Mert Fırat, Kıvanç Tatlıtuğ, Belçim Bilgin, Taner Birsel, Ahmet Mümtaz Taylan gibi genç-usta pek çok isim de yer aday adayı olduğu sene ise Yabancı Dil Dalında En İyi Film Ödülü'nü Amour Aşk almıştır. 21. Kış Uykusu 2014 IMDb 8,3 emekli bir tiyatrocudur; oyunculuğu bıraktıktan sonra Kapadokya'ya babasından yadigar kalan butik oteli işletmek için geri döner. Aydın o günden sonra başlayan kış uykusu bu gözlerden ırak otelin içerisindeki gündelikleriyle, kah yerel bir gazeteye köşe yazıları yazarak kah her zaman niyetlendiği ancak bir türlü başlayamadığı tiyatro tarihi kitabını yazmayı düşünerek geçer. Tüm bu süreçte hayatında iki kadın vardır Kendisine her anlamda uzak ve soğuk davranan genç karısı Nihal ve boşandıktan sonra yanlarına taşınan kız kardeşi Necla... Kışın bastırması ve artan kar yağışı bu küçük taşrada en çok Aydın'ın sinirlerine dokunur ve onu uzaklara gitmeye teşvik eder... Türk sinemasının Cannes tescilli, bol ödüllü yönetmeni Nuri Bilge Ceylan'ın Bir Zamanlar Anadolu'da filminden sonra hayata geçirdiği ve Cannes'da büyük ödül Altın Palmiye'ye layık görülen son filmi olan Kış Uykusu'nun başrolünde Haluk Bilginer yer alırken kadroda kendisine Demet Akbağ, Melisa Sözen, Ayberk Pekcan, Serhat Kılıç, Tamer Levent, Nejat İşler ve Nadir Sarıbacak eşlik ediyor. Oscar'a aday adayı olduğu sene ise Yabancı Dil Dalında En İyi Film Ödülü'nü ise Ida almıştır. 22. Sivas 2015 IMDb Puanı 7,6 yaşındaki Aslan'ın yaşadığı küçük köydeki tek gündeliği okula gitmek ve arkadaşlarıyla vakit geçirmekten ibarettir; en büyük derdiyse aynı sınıfta okuduğu Ayşe'ye olan aşkıdır. Bir gün yaşadıkları yerde bir hayli popüler olan köpek dövüşlerinden birine denk gelen Aslan, burada dövüşü kaybeden ve yaralanıp yere yığılan Sivas adında terk edilmiş kangal köpeğiyle karşılaşır. Bu karşılaşma o andan itibaren yaşayacağı hayatı etkileyecek en önemli dönüm noktalarından biri Müjdeci'nin yönetmenliğini ve senaristliğini üstlendiği ilk uzun metrajlı filminin başrolünde Aslan'ı Doğan İzci canlandırırken, ona köpek Çakır eşlik ediyor. Oyuncu kadrosunda ise Muttalip Müjdeci, Hasan Özdemir, Ezgi Ergin ve Furkan Uyar gibi ilk oyunculuk deneyimini gerçekleştiren isimlerin yanı sıra Ozan Çelik, Banu Fotocan ve Okan Avcı gibi profesyonel oyuncular da yer alıyor.
Bu soru codycross bulmaca uygulamasında sorulmaktadır. "Berlin’den Altın Ayı ile dönen ilk yerli film" bulmacalarda sıklıkla karşılaşabileceğiniz bir bulmaca sorusudur. Bulmacalarda karşılaşabileceğiniz "Berlin’den Altın Ayı ile dönen ilk yerli film" sorusuna cevap olarak susuzyaz yanıtı verilebilir.
Berlin Uluslararası Film Festivali'nde Altın Ayı için yarışan 18 film arasında çok sayıda favori bulunuyor. Ancak son sözü İngiliz aktör Jeremy Irons başkanlığındaki uluslararası jüri söyleyecek. Altın ve Gümüş Ayılar bu akşam Berlinale Palast'ta Berlinale Sarayı düzenlenecek törenle sahiplerine takdim edilecek. Kısa adı Berlinale olan festivaldeki favorilerden biri ABD'li bağımsız yönetmen Eliza Hittman imzalı “Never Rarely Sometimes Always.” Hittman, üçüncü uzun metrajlı filminde Pennsylvania'da küçük bir kasabada yaşayan, 17 yaşında hamile kalan Autumn'un hikayesini yalın bir dille anlatıyor. Autumn'un yaşadığı eyalette kürtaj olabilmesi için ebeveyninin izni gerekiyor, bu yüzden de bebeği aldırmak için kuzeni Skylar ile birlikte New York'a gidiyor. Filmin adı ise Autumn'un doktorun sorularına vermesi gereken yanıtlardan alıyor Asla, nadiren, bazen, Hittman / “Never Rarely Sometimes Always”Fotoğraf 2019 Courtesy of Focus Features Berlinale'nin ana yarışmasında en çok beğenilen filmlerden biri olan “First Cow” da yine ABD'li bağımsız bir yönetmenin, Kelly Reichardt'ın imzasını taşıyor. 19'uncu yüzyılda ABD'de “vahşi batı” olarak nitelendirilen Oregon'da yolları kesişen bir aşçı ile ticaret yapma hayalleri kuran bir Çinlinin dostluğunu anlatan film, özellikle görüntüleri ile izleyenleri Reichardt "First Cow"Fotoğraf Allyson Riggs/A24 Altın Ayı için yarışan filmler arasında favorilerden biri de ödüllü yönetmen Tsai Ming-liang'ın “Rizi” adlı filmi. Minimalist bir anlatımı olan filmde diyalog bulunmuyor. Günler anlamına gelen “Rizi”, kent merkezinden uzak bir evde yaşayan Kang ile Bangkok'ta küçük bir evde yaşayan Non'ın hayatlarından birer kesit sunarken, günün birinde bir otel odasında yollarının kesişmesini anlatıyor. Daha önce dört kere Berlinale'ye konuk olan yönetmen 1997 yılında “The River” ile Gümüş Ayı'nın sahibi olmuştu. Eleştirmenler “Undine”yi seçti Bu yıl uluslararası sinema eleştirmenlerinin en beğendiği film ise “Undine” oldu. Festivalin bağımsız ödüllerinden olan Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu FIPRESCI ödülü bu yıl Alman yönetmen Christian Petzold'un “Undine”sine layık görüldü. Petzold “Undine”de, sevgilisi tarafından terk edildikten sonra başka bir erkekle tanışarak yeniden aşık olan Undine'yi anlatırken, kendisini aldatan erkeği öldüren su perisi Undine efsanesini de yeniden yorumluyor. Berlinale'nin ana yarışmasına beşinci kez konuk olan çağdaş Alman sinemasının önemli yönetmenleri arasında sayılan Petzold, 2012'de “Barbara” ile Gümüş Ayı Petzold / “Undine”Fotoğraf Marco Krüger/Schramm Film Festivalde gösterilen bir diğer Alman filmi, Burhan Qurbani imzalı “Berlin Alexanderplatz” ise daha çok Alman sinema eleştirmenleri tarafından beğenildi. İranlı yönetmen Mohammad Rasoulof'un “Sheytan vojud nadarad” adlı filmi de Berlinale'de dikkat çeken yapımlardan biri oldu. İran'daki idam cezasını konu alan dört kısa filmden oluşan “Sheytan vojud nadarad”ın yönetmeni Mohammad Rasoulof ülkeden çıkış yasağı bulunduğu için Berlinale kapsamındaki galaya da katılamadı. Tartışmalı film Berlinale başlamadan önce adından söz ettiren, merakla beklenen “ ise büyük tartışma yarattı. Rus yönetmenler Ilya Khrzhanovskiy ile Jekaterina Oertel'in imzasını taşıyan “ seyretmesi zor işkence sahnelerinin yanı sıra, film setinde kadınlara yönelik baskıcı bir tutum izlendiği, yönetmenin iktidarını kötüye kullandığı iddiaları nedeniyle “skandal” olarak nitelendirildi. Deneysel bir proje olan DAU için Ukrayna'nın Harkov kentinde 13 bin metrekarelik alana, Sovyet lider Stalin döneminin totaliter atmosferini oluşturacak bir film seti oluşturuldu. Yaklaşık 400 kişinin yer aldığı, yıllar süren projede, oyuncular o dönemin kıyafetleri ile yaşadılar, o dönemin yemeklerini yediler. “ proje sonunda ortaya çıkan 700 saatlik çekimin ilk ürününü oluşturuyor. Gizli araştırmaların yapıldığı bir enstitünün kantininde görevli Natasha, birlikte çalıştığı Olga'dan nefret ediyor, enstitüye gelen yabancı bir bilim insanı olan Luc ile kısa bir ilişki yaşıyor ve sonunda istihbarat görevlisi Vladimir Azhippo'nun işkencelerine maruz kalıyor. “Filmde bütün duygular gerçek ama koşullar gerçek değildi” diyen yönetmen Khrzhanovskiy, her türlü baskı ve manipülasyon iddialarını reddetse de, “ festivalin “skandal” filmi olarak Potter / “The Roads Not Taken” Fotoğraf Adventure Pictures Berlinale'ye daha önce de konuk olan İngiliz yönetmen Sally Potter'in “The Roads Not Taken” parlak oyuncu kadrosu ile göz doldurmasına rağmen, eleştirmenlerden zayıf not aldı. Demans olan babası ile sabırla ilgilenen Molly'nin yaşadıkları, Sally Potter'in kendi deneyimlerinden yola çıkarak beyazperdeye aktardığı bir hikaye. Helene Mirren Onursal Altın Ayı ödülüne layık görüldüFotoğraf Berlinale/Piero ChiussiFilmin başrollerindeki ünlü oyuncular Javier Bardem ve Salma Hayek ile Elle Fanning bu yıl Berlinale'ye gelen ünlü isimler arasındaydı. Geçen senelere kıyasla daha az ünlü isim Ünlü isimleri Berlin'de görmek isteyen sinemaseverlerin bu yıl hayal kırıklığına uğradığı söylenebilir, Berlin bu yıl geçen senelere kıyasla daha az ünlü ismi ağırladı. Berlinale Special'de gösterilen “Minamata”da rol alan Johnny Deep, Berlinale Series programındaki “Stateless” dizisinde oynayan Cate Blanchett, Onursal Altın Ayı ödülüne layık görülen Helene Mirren, hayatını anlatan belgesel “Hillary”yi tanıtan ABD'nin eski Dışişleri Bakanı ve başkan adayı Hillary Clinton festivale gelen birkaç ünlü isim arasındaydı. Türkiye'den film yoktu Berlinale'de bu yıl festivalin hiçbir programına Türkiye'den film davet edilmedi. Festivalde Türkiye'den tek isim en iyi kısa filmi belirleyecek uluslararası jüride yer alan sinema küratörü Fatma Çolakoğlu oldu. Bunun yanı sıra yönetmen Onur Saylak bir teşvik ödülü kazandı. Saylak'ın “Bu Dünyada İki Tür İnsan Vardır” projesi 20 bin euro değerindeki Eurimages Ortak Yapım Geliştirme Ödülü'nü kazandı. Senaryosu yazar Hakan Günday'ın ait olan, Saylak'ın yeni film projesi Berlinale'ye paralel olarak düzenlenen Avrupa Film Pazarı çerçevesindeki Ortak Yapım Marketi'ne seçilen 21 yapım arasındaydı. Jülide Danışman / Berlin © Deutsche Welle Türkçe
Haberler > Yaylasına Gidemeyen Karadenizlilerin Özlemini Dindirecek Birbirinden Yeşil Film ve Diziler - 1515 Bazısı yanlış Karadeniz ağzı ile sizi deli edecek, bazısı doğasıyla sizi büyüleyecek. Kimi 'oh be ne güzel yapmışlar' dedirtirken, kimisi 'biz böyle miyiz hadi oradan' dedirtecek. İyisiyle kötüsüyle Karadeniz'de geçen dizi ve filmleri sizin için derledik. Özellikle sonlara doğru konuları okudukça belki de hiç duymadığınız Karadeniz filmlerinin varlığını öğreneceksiniz. 1. Fırtına Murat Yıldırım ve Burçin Terzioğlu'nun başrollerde yer aldığı, Trabzon-İstanbul arasında geçen bir dizi. 2. Gülbeyaz Amasra'nın düşman iki ailesinin çocukları birbirine aşık. Biri Nejat İşler, diğeri Gülbeyaz. Öyle çok doğa görür müsünüz bilmeyiz, Karadeniz ağzı da çoğu zaman parampirçik edilmiştir ama arada Kazım Koyuncu'yu görmek bile mutlu ediyor. 3. Benim İçin Üzülme Kaeradeniz'in doğasını gerçekten göstermeye çalışmış Mahsun Kırmızıgül. Artvin'de çekilen dizi, bir Laz erkeği ile Kürt kızının aşkını anlatıyor. 4. Sevdaluk Demet Akbağ ve Erdal Özyağcılar gibi usta oyuncuların yer aldığı dizi, Karadeniz'e dair ne varsa göstermeye çalışıyordu. Rize Çamlıhemşin'e bu diziyi görüp akın edenleri anlamak mümkün. 5. Nazlı Yarim Trabzon'da çekilen dizi pek tutmadı. Bir de memleketine dönmek için kendini parçalayan Trabzonluların, memleketinden ve ona ait şeylerden kurtulmak istediğini gören delirdi gören delirdi. Ama Nazlı da Karadeniz'e karşı koyamadı. 6. Aşk Yeniden Rizeli bir ailenin kızı Zeynep'in, babasının gazabından kurtulmak için hiç tanımadığı bir adamla evli gibi davrandığı dizinin Rize'de geçen sahneleri harikaydı. Babası ve halasından dolayı Karadeniz ezgilerini aldığımız dizide, özlem gidereceğiniz Rize'yi görmek mümkün. 7. İnadına Aşk İnadına Aşk da, Aşk Yeniden dizi aslen İstanbul'da geçen bir dizi. Fakat Karadenizli iki ailenin çocukları aşk yaşayınca, oralara da gitmemek imkansız oluyor. Trabzon sahnelerinde ekranı kucaklamaya kalkmamak imkansız. 8. Sümela'nın Şifresi Temel Trabzonluların beklentilerini boşa çıkarmış olabilir. Yine de izlemek isteyenlere devam filmlerinin de olduğunu belirtelim. Bildiğimiz Temel, yeni bir bakış açısıyla. 9. Amerikalılar Karadeniz'de 2 Evet çok komik, birincisi olmadan ikincisi var... Film tam bir zaman kaybı ama Düzce Akçakoca'yı görmek isteyenler değerlendirebilir. 10. Off Karadeniz İzmir-Of-Rize-Ardeşen arasında geçen bir komedi. Yeni hakim çıkmış İzmir'li bir genç kızın ilk görev yeri olarak Of'a atanmasıyla başlayan olay dizisi bizi sıcak Ege sahillerinden Karadeniz'in çay bahçelerine, yemyeşil yaylalarına, ormanlarına taşıyor. 11. Seni Seven Ölsün Bir tılsımın etkisinde olan Karadeniz köyünde geçiyor. Tılsımın etkisiyle yüzyıllardır kavuşamayan aşıkların hüzünlü öyküsüne dur demeye karar veren bir çift, birbirine düşman ailelerin çocukları olsalar da elele verirler. 12. Oha Oflu Hocayı Aramak Karadenizli işadamı Ali Baltaoglu, Doğu Karadeniz'i dağ turizmine açacak mega bir inşaat projesine girişmek üzeredir. Kaçkar Dağları milli parkına bu proje kapsamında dağ otelleri, yayla tesisleri, kır siteleri inşaa edilecektir. Baltaoglu bu proje ile Doğu Karadeniz'i Orta Doğu'nun Alpleri’ haline getirmeyi vaadetmektedir. Projenin önünü açacak gerekli kanunlar çıkarılma sürecindeyken, Ali Bey tanıtım ve reklam faaliyetlerine katkıda bulunabileceği düşüncesiyle Karadeniz'in şehir efsanelerini araştıran bir belgesele sponsor olur. Araştırmalara bant kayıtlarıyla 90 lı yıllara damgasını vuran 'Oflu Hoca' efsanesinden başlarlar. Bant kayıtlarının kaynağına ulaşılır. Kayıtlar sahtedir. Ancak bu kayıtlara ilham olan, doğa üstü güçlere sahip ermiş bir derin hocadan bahsedilmektedir. Ali Bey. 13. Bizim Hoca Köyün alimi hoca, HES'e karşı ayaklanıyor. Trabzon'da çekilen bu çevreci filmi izledikçe memleketiniz için savaşmak isteyebilirsiniz, böyle bir yan etkisi müthiş bir film diyemiyoruz,. 14. Yüreğine Sor Osmanlı döneminde geçen filmde Esma ve Mustafa birbirine çok aşıktır. Aşkları önünde bir engel vardır, Mustafa'nın gizli bir Hristiyan olması. Toplumsal ve yasal olarak kabul görmeyen bu durumun üstesinden gelmeleri gerekir. Rize'yi seven izler, dramayı gözünden kaçırabilir aradan. 15. Kalandar Soğuğu Sisler içerisindeki Karadeniz’in bir dağ köyünde, küçük ailesiyle yaşayan Mehmet, bir yandan geçimini birkaç hayvanla sağlamaya çalışırken, diğer yandan büyük bir tutkuyla dağlarda maden/altın rezervi aramaktadır. Çabaları artık gitgide umutsuzluğa dönüşürken, aldığı yeni bir haber Mehmet’i Artvin’de gerçekleştirilecek olan boğa güreşlerine sürükler. 16. Öyle Sevdim Ki Seni Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla hayatı altüst olan ve her şeye sil baştan başlayan Olga'nın öyküsünü anlatıyor. Trabzon'a gelip yeni bir hayat kurmak istediğinde de şehirdeki 'nataşa' algısıyla karşılaşıyor. 17. Elveda Katya Ödüllü filmde, Batum'da yetimhaneden ayrılmak zorunda kalan bir kızın babasını Trabzon'da bulması, fakat babasının onu yabancı kadınlara fahişe gözüyle bakılan muhitte sahip çıkmayarak bırakması anlatılıyor. İçinizi parçalayacak filmde doğa güzel olsa da biraz sinirlenebilirsiniz. 18. Bal Yusuf Üçlemesi'nin son filmi. Yumurta ve Süt'ten sonra geliyor. Semih Kaplanoğlu’nun Berlin’den Altın Ayı ile dönen filmi, Türk sinemasının son dönemdeki en önemli filmlerinden biri olarak kabul ediliyor. Filmin başrollerinde Bora Altaş, Erdal Beşikçioğlu ve Tülin Özen var. Yine Rize, Ayder Yaylası. Planet Doğa'ya selam. 19. Rüzgarın Hatıraları Hükümete muhalif bir gazete çıkartan, gayrimüslüm yazar Aram'ın İstanbul'da küçük bir matbaası vardır. İkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye'de de artan yabancı düşmanlığı Aram'ı ve gazetesini bulur. Ödeyemeyeceği bir varlık vergisi yükümlülüğü ile arananlar listesine giren Aram, çareyi yakın arkadaşının yardımıyla kaçmakta bulur. Sovyet Gürcistan'ın sınırına gelmeden, Karadeniz ormanlarında saklanacak bir kulübe bulur. Burada sınıra geçeceği günleri sabırla beklerken, sürgünde yazmaya ve geçmişini unutmamak için çizmeye devam eder. 20. Yağmur Kıyamet Çiçeği Kazım Koyuncu'nun anısına, onun hayatını anlatan film Artvin, Hopa'a çekildi. 21. Yangın Var Osman Sonant'ın başrolde yer aldığı filmde, Diyarbakır'ın Trabzon’un Çayırbağı beldesine hediye ettiği itfaiye kamyonunu almaya giden İtfaiyeci Koşman'ı izliyoruz. Bir 'Sevli Boylum Al Yazmalım' hayranı olan Koşman'ın karşısına da 'Asya' isimli bir kız çıkınca olaylar karışıyor. 22. Son Takla Yine Osman Sonant, yine Karadeniz filmi, yine başrol. Konusu o kadar enteresan ki adını duyurmaması çok üzücü bir film. Trabzonlu futbolcu Cemil, Beşiktaş'a transfer oluyor. Trabzon-Beşiktaş maçında 3 gol atınca bir daha oraya ayak basamaz oluyor. Yıllar sonra Trabzon'da bir kasaba kulübünün başına geçmek zorunda kalınca da hayatı kabusa dönüyor. 23. Bulutları Beklerken Birinci Dünya Savaşı esnasında doğup büyüdükleri vatanlarından ayrılmak zorunda bırakılan Rum yerlileri Karadeniz'i terk edip Güney bölgelere doğru göçe zorlanırlar. Küçük Eleni de bu ailelerden birinin kızıdır. Eleni ailesini geride bırakarak kendisini evlat edinen Türk ailenin yanına Mersin'e taşınır ve Ayşe adını alır. Öz ailesini terk edip yeni bir hayata başlayan Ayşe'nin buradaki yegane dostu ablası Selma'dır. Uzun yıllar sonra Selma hayata veda ettiğinde derinden etkilenen Ayşe o an itibariyle bir iç hesaplaşmaya girişir. Geçmişiyle yüzleşmeye başlayan kadın her anından pişmanlık duyduğu hatalarını birer birer gözden geçirir.
berlin den altın ayı ile dönen ilk yerli film