HaberListesi. Albinizm, yaygın kanının aksine sadece bir cilt hastalığı değil. Halk arasında “albino” olarak bilinen albinizmli bireyler, zamanla görme kaybı yaşamaya başlıyor. Bu görme kaybına bağlı olarak, devlet tarafından yüzde 40 ile yüzde 90 arasında engelli olarak kabul ediliyor. Dünyada her 17 bin kişiden
Sandığagitmeye bir ay kaldı. 30 gün hızlı, renkli, farklı, üç dalga boyutlu geçecek. Yine bol dağıtım var. Ben kıyak vereyim. Sen bana oy ver. Ben para vereyim. Sen bana oy ver. Ben
Birbabanın evlat çaresizliği. Antalya'da yaklaşık 5 yıldır boşanma aşamasındaki eşinin 11 yaşındaki kızını kendisine göstermediğini ileri süren Ali Y., kızını görebilmek
Polat: “0-18 Vurursan Kırılır” Çocuğun Hakları Var programında bu hafta Sokak Çocukları konusunu ele alacağız. Konuğum, uzun zamandan beri konuyla ilgili önemli çalışmalar yapmış, çoğumuzun da hem medyadan hem yaptıklarından tanıdığımız Yusuf Kulca. Sokak çocuklarını konuşurken, bir yandan da özellikle bu
Bilgisahibi oluyoruz. Etkinliğin farklı şehirlerde düzenleniyor olması çok güzel. Ülkenin dört bir yanından katılım sağlanabiliyor. Van'dan sonra Erzurum ve Antalya'da da yapılacak. İlgi duyanlar takip edebilir." İki çocuk annesi Aynur Atış ise Van Gökyüzü Gözlem Etkinliği'nin çok güzel geçtiğini dile getirdi
Dịch Vụ Hỗ Trợ Vay Tiền Nhanh 1s. Velayet Hangi Durumlarda Babaya Verilir? Evlilik birliği içinde velayet anne ve baba tarafından eşit şekilde kullanılır. Yani birinin diğerine üstünlüğü bulunmamaktadır. Ancak boşanma kararı alan çiftlerin çocuklarının velayetlerinin kimde kalacağı hususunda anlaşma sağlanamadığı taktirde bu karar mahkeme tarafından verilmektedir. Mahkemeler yaptıkları yargılamada çocuğun menfaatlerini nazara alarak karar vermektedirler. Bu karar etki eden hususlar arasında tarafların iradeleri yer alsa da asıl olan çocuğun menfaati olup bu menfaat çocuğun yetiştirilmesi, refahı, geleceği, sevgi ve ilgi ihtiyacı vs bulunmaktadır. Dava süreci devam ederken mahkeme sonuçlanıncaya kadar çocuğun velayeti geçici olarak ebeveynlerden birine verilmektedir. Bu durum geçici velayet olarak adlandırılmaktadır. Geçici velayet de velayetin tam olarak verilmesine benzer bir durum olsa da mahkeme henüz yargılama yapmadan ve tüm delilleri toplamadan karar verdiği için verilecek nihai kararın neticesi başka türlü de olabilmektedir. Anlaşmalı boşanma davasında ise çiftler daha mahkemeye başvurmazdan evvel velayetin durumu konusunda anlaşmaya varmış olduklarından , bu husus açıkça çocuğun menfaatini zedelemediği sürece mahkeme taraf iradelerine göre velayeti tevdii etmektedir. Çocuğun Velayetinin Babaya Verilmesi Velayet Hangi Durumlarda Babaya Verilir? Çocuğun yaşı velayetin anneye verilmesinde büyük etkendir. Zira anne bakım ve şefkatine muhtaç, süt çağında olan, kendi ihtiyaçlarının henüz gideremeyen bir çocuğun velayetini anneye vermek mantıklı ve doğal durumdur. Ancak aksi yönde mahkeme kararları da olduğunu söylemek yanlış olmaz. Mesela anne çocuğu istemiyorsa elbette çocuğun velayeti babaya verilecektir. Annenin akıl hastası olması, fiil ehliyeti bulunmaması, çocuğa karşı şiddet uygulaması , kötü alışkanlıkları da velayetin babaya verilmesi yönünde tercih oluşturabilir. Diğer hallerde yani çocuğun kendini ifade edebildiği süreçte velayetin tevdii için anne ve babanın sosyal ve ekonomik durumunun yanı sıra, çocuğun görüşü pedegog yada sosyal uzmanlar tarafından alınmaktadır , çocuğun boşanma sonrası yaşayacağı yer, gideceği okul, anne ve babanın sosyal çevresi, çalışan ebebeynler için çocuğa sürekli bakacak şartların sağlanması gibi bir çok unsur velayetin tevdiinde etki etmektedir. Aile birlikteliğini sürdüren çiftlerin çocuklarının velayeti eşit olarak yürütülmektedir. Ancak boşanma kararı alan çiftlerin çocuklarının velayetleri için anlaşmaları ve bu anlaşmanın da çocuğun menfaatine uygun bir anlaşma olduğunu mahkemeye ispat etmeleri gerekmektedir. Ebeveynlerin Çocuğu Görmesi Velayet ya da boşanma davasının ardından çocuğun velayetini alan kişi diğer tarafa mahkemenin tayin ettiği şartlardan az olmamak üzere , çocukla şahsi münasebet kurmasına izin vermelidir. Mahkeme şahsi ilişkiyi genellikle iki hafta da bir hafta sonları belirli saatlerde görme izni ya da yaşı biraz büyümüş olan çocukları ayın belirli günlerinde yatılı olarak görme izinleri bulunmaktadır. Bunun dışında yaz tatillerinde, bayramlarda veya özel günlerde diğer tarafın çocuğu görmesine aradaki bağın gelişmesi açısından izin verilmektedir. Eğer velayet kendisine verilen kişi mahkeme kararına aykırı şekilde buna engel olduğu taktirde , diğer taraf icra marifeti ile çocuğu teslim alabilir. Çocuğun icra marifeti ile görülmesine izin verilmesi velayet hakkının kötüye kullanılması olarak kabul edileceğinden gerekli diğer koşullar sağlandığı takdirde açılacak yeni bir dava ile velayetin el değiştirmesi talep edilebilir.
Yeni tip koronavirüs Kovid-19 salgını nedeniyle 20 yaş altındakilere getirilen sokağa çıkma yasağı, mahkemenin belirlediği günde çocuğunu görebilen ebeveynleri zor duruma sokarken, hukukçular pandemi sürecinde çocuğunu göremeyen bireye, bu hakkını topluca kullanmak için mahkemeye başvurabileceği önerisinde salgını sürecinde 20 yaş altındakilere uygulanan sokağa çıkma yasağı, boşanmış çiftlerin çocuklarıyla iletişim kurmasında problem muhabirine açıklama yapan avukat Rezan Epözdemir, pandemi süreci nedeniyle velayeti diğer ebeveynde olan anne babaların çocuklarıyla görüşemediğini belirterek, "lehine şahsi münasebet kararı"nın normalde de haftada 1 veya 2 gün verildiğini görüşemeyen ebeveynin pandemi süreci bittikten sonra görüş günlerindeki hakkını toplu olarak kullanamayacağına işaret eden Epözdemir, "Salgın bittikten sonra kişi, 'Ben toplamda 16 gün çocuğumu göremedim, 16 gün çocuk bende kalacak.' diyemez. Bunun için velayet kararı veren mahkemeye veya devam eden davanın görüldüğü mahkemeye başvurup buradan bir karar alması gerekir." velayet hakkı diğer tarafta olan anne veya baba bu süreçte mağdur olsa da salgından sonra kaçırılan süre için çocuğun diğer ebeveynine verilmesinin onun üstün yararına ve menfaatlerine aykırı olabilececeğini dile getirerek, şöyle konuştu"Çocuğun okulu veya diğer eğitimleri, velayet hakkı sahibi olan kişide devam eden yükümlülükleri ve sorumlulukları olabilir. Bu yönüyle çocuğu da mağdur edebilir. 'Lehine şahsi münasebet' tesis edilen tarafın menfaati ile çocuğun menfaati arasındaki dengeyi iyi gözetmek lazım. Burada yapılması gereken şu; anne veya baba mahkemeye başvurup, 'Ben pandemi süreci nedeniyle şu kadar süre çocuğumu göremedim, ek karar oluşturun çocuğum 1 hafta bende kalsın.' diyebilir. Mahkemece, temel olarak çocuğun eğitimini engellemiyorsa ek karar oluşturulup icraya konulma suretiyle infaz edilebilir, böylece çocuk diğer ebeveynde bir süre kalabilir." "Ebeveynler çatışmadan uzaklaşmalı"Avukat Selin Nakıpoğlu da boşanmanın ardından çocuğuyla belirli günlerde kişisel ilişki kurulmasına karar verilen bireylerin 20 yaş altına getirilen sokağa çıkma yasağı nedeniyle bunu yapamadığını ifade ederek, kişinin çocuğunu göremediği günleri salgının bitmesinden sonra toplu olarak kullanamayacağını tedbirlerinin velayet hakkına sahip olmayan anne ya da babanın müşterek çocukla görüşmesinde başka yöntemlere başvurulmasına neden olduğunu belirten Nakıpoğlu, şöyle devam etti"Bazı şehirlerde hafta sonu sokağa çıkma yasağı uygulaması var. 20 yaş grubuna da yasak getirildi. Bu nedenle çocukla kişisel ilişki günlerinde görüşen anne veya babanın, salgın nedeniyle görüş günlerinde çocuğu teslim alması imkansız hale geldi. Bu aşamada anne ve babanın çocuk odaklı olup, çatışmacı değil uzlaşmacı tavır takınması gerektir. Görüntülü konuşma olanaklarından faydalanarak çocukla görüşülebilir. Olmadığı durumlarda hakim anne veya babanın istemi üzerine veya re'sen gerekli önlemleri çocuklar adına alma yetkisine sahiptir. Mahkeme tarafından uygun görüldüğü takdirde talep üzerine pandemi nedeniyle çocukla velayet hakkına sahip olmayan taraf arasında internet, GSM, WhatsApp, FaceTime, Skype gibi iletişim araçlarıyla görüntülü veya sesli olarak görüşmesi konusunda ara karar verilebilecektir." "Çocuğu göstermemek velayet hakkını kötüye kullanma anlamına gelir"Nakıpoğlu, velayet hakkı bulunan kişinin, salgın bahanesiyle çocuğunu diğer ebeveyne göstermemesinin de yanlış olduğunu dile getirerek, bunun velayet hakkını kötüye kullanma anlamına geldiğini, diğer ebeveynle görüşmenin engellenmesi ve ilişki kurulmasına izin verilmemesinin velayet kararının yeniden değerlendirilmesine yol açacağını bazı kişilerin bu süreçte çocuklarını görebilmek için çözümler ürettiğini belirten Nakıpoğlu, "Örneğin çocuğun velayeti annede, baba bu süreçte çocuğunu ya da çocuk babasını görmek istiyor. Ebeveynler ve çocukları telefonla veya internet ortamında her ne kadar iletişim kursa da yaşı küçük olan çocuklarda bazen problem olabiliyor. Bu durumda anne evden ayrılabiliyor, yerine bir süre baba çocukla kalıyor. Yaşanan süreç yetişkinler gibi çocukları da olumsuz etkiliyor. Çocuklarımızın ruhsal açıdan zedelenmemesi için çatışmacılıktan uzaklaşıp uzlaşmacı ve çocuk odaklı olarak bu süreci atlatmaya odaklanmalıyız." şeklinde Nakıpoğlu, ayrıca bu süreçte nafaka ödenmemesi durumlarında artışlarda yaşandığını belirterek, çocuğuyla birlikte kalan kadınların zor duruma düştüğünü vurguladı. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi HAS üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Ayrı şehirlerde çocuğu görme hakkı 2 yıllık boşanma davası aylık hamileyken benim hiçbir suçum olmadığı halde senden soğudum diyerek beni boşanma davası aylık bi oğlum ayrı şehirlerde şimdiye kadar hiç gelip görmedi ve hastane dahil hiçbir masrafını eğer velayetini bana verirse mahkeme kaç yaşından sonra babasının çocuğu şehir dışına çıkarmasına izin verir?Lütfen bana yardımcı olun. Hukuki NET Güncel Haber 13-07-2010 214751 Nedir? Cevap Ayrı şehirlerde çocuğu görme hakkı meltem1984 rumuzlu üyeden alıntı 2 yıllık boşanma davası aylık hamileyken benim hiçbir suçum olmadığı halde senden soğudum diyerek beni boşanma davası aylık bi oğlum ayrı şehirlerde şimdiye kadar hiç gelip görmedi ve hastane dahil hiçbir masrafını eğer velayetini bana verirse mahkeme kaç yaşından sonra babasının çocuğu şehir dışına çıkarmasına izin verir?Lütfen bana yardımcı olun. Boşanma davasını avukat tutarak mı açtınız? Yoksa kendiniz mi açtınız? Cevap Ayrı şehirlerde çocuğu görme hakkı Dilekçemi avukata yazdırdım ama avukat tutmadım davalarada kendim giricem Cevap Ayrı şehirlerde çocuğu görme hakkı meltem1984 rumuzlu üyeden alıntı Dilekçemi avukata yazdırdım ama avukat tutmadım davalarada kendim giricem Avukat dilekçenizde maddi taleplerinizi yazdı mı peki? Cevap Ayrı şehirlerde çocuğu görme hakkı Hayır ben kendim istemedim ama istediğim zaman tekrar talep edebileceğimi söyledi,zaten vazgeçtim nafaka ve tazminat davası açıcam hem çocuğunun hiç bir masrafını karşılamıyor hemde telefon açıp gelcem çocuğu görcem diyor o zaman üzerine düşeni yapacak Cevap Ayrı şehirlerde çocuğu görme hakkı meltem1984 rumuzlu üyeden alıntı Hayır ben kendim istemedim ama istediğim zaman tekrar talep edebileceğimi söyledi,zaten vazgeçtim nafaka ve tazminat davası açıcam hem çocuğunun hiç bir masrafını karşılamıyor hemde telefon açıp gelcem çocuğu görcem diyor o zaman üzerine düşeni yapacak Hah şimdi oldu. Gelelim şimdi ne yapacağınıza. Ek bir dilekçe vereceksiniz dosyanıza. Dilekçenizin içeriğinde kendiniz için TEDBİR NAFAKASI, çocuğunuz için İŞTİRAK NAFAKASI, boşanma sebebi ile de MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT istediğinizi belirtmelisiniz. Bunu yine avukata yazdırın. Eğer avukat tutacak maddi durumunuz yoksa muhtarlıktan fakirlik belgesi alıp bulunduğunuz il barosuna başvurmanız ve kendiniz için avukat istemeniz yeterli. Adli yardım konusunda bu ana sayfada sabit konulardan biridir. Aşağıya aynen linki ekliyorum. Ana sayfanin en üstündeki sabit konuları da okuyun lütfen. Hepsi boşanma ile ilgili. Konu denizblk tarafından 13-07-2010 Saat 221549 de değiştirilmiştir. Cevap Ayrı şehirlerde çocuğu görme hakkı Güvenle ne alakası var bunun şimdi Cevap Ayrı şehirlerde çocuğu görme hakkı Benim asıl merak ettiğim konu baba çocuğu kaç yaşından sonra şehir dışına çıkartabilir Cevap Ayrı şehirlerde çocuğu görme hakkı meltem1984 rumuzlu üyeden alıntı Benim asıl merak ettiğim konu baba çocuğu kaç yaşından sonra şehir dışına çıkartabilir Şu an ayrı şehirlerde yaşıyorsunuz. Ben öyle anladım. Çekişmeli boşanma davanızda hakim boşanmaya karar verecek olursa oğlunuzun velayetini size verecektir. Babanın ise çocukla şahsi münasebete tesisi konusundaki kararı ise büyük ihtimal ayda bir sizin bulunduğunuz şehre gelip, 1-2 gün görmesi şeklinde olabilir. Yaşı ufak olduğu için yaz zamanı için 10-15 günlük görüşme süresi vereceğini pek sanmıyorum açıkçası. Ama hakimin işine karışılmaz, belli de olmaz. Sanırım 3-4 yaşından oğlunu alabilir ve şehir dışına çıkartabilir sanırım. Çok kesin çizgiler çizmek imkansız. Bu hakimin takdirinde çünkü. O yaşa kadar çoktan boşanmışsanız, eşiniz aile mahkemesine çocukla şahsi münasebet sürelerinin yeniden düzenlenmesini ve yazın oğlunu 10-15 ya da 30 günlüğüne kadar almak istediğine dair dava açmak zorunda. Hakim de duruma göre kararını verir. Eğer o zamanlara kadar olumsuz şeyler yaşamış olursanız çocuğunuzu görme konusunda, bu durumları o davaya delil olarak sunabilirsiniz. Cevap Ayrı şehirlerde çocuğu görme hakkı Yani karşı taraf dava açmazsa sadece ayda 1-2 kere mi görme hakkı oluyor,yani gelip şuan öle kafasına göre ben götürecem derse benim vermeme hakkım var değilmi? Bu sayfada bulunan kavramlar ayrı şehirlerde çocuğu görme hakkı, cocugu gorme hakkı, ayri sehirdeki babaya cocuk gorme hakki ne kadardir, bosanmada hakim cocuga babasi gormek icin kac gun izin verir, http bosanma ildugunda baba cocugu nw kadar gorebilir, bosandiktan sonra ayri sehirde yasayan, bosanmadahakim cocugababasigormekicinkacgun izinverir, bosanma sonrasi anne cocugu ne zaman gorur, Farkli sehirlerde yasayan ve bosananlar cocuklRi gorme hakki, cocugu gorme hakki, ayri sehirlerde cocugu gorme hakki, ayri sehirdeyim cocugu gorme hakki, ayri sehirlerde yasayan insanlar da cocuk velaueti gorme, Ayri sehirdeki cocugu gorme, ayri sehirde yasayan babanin cocugu gorme hakki, boşanma sonrası çocuğu görme hakkı, farklı şehirlerde olan eşlerin çocukları gorme hakkı, boşandıktan sonra çocuğu görme hakkı, babanın çocuğu görme hakkı, boşanma davalarında babanın çocuğu görme hakkı, ayri sehirde cocugu gorme hakki Forum Benzer Konular Yanıt 1 Son İleti 13-10-2019, 110951 İcra yoluyla çocuğu görme hakkı Değerli üyeler, 11 yaşında bir kız çocuğu babasıyım. Yaklaşık 5 ay önce boşanma davası açtım ve 5 aydır çocuğumu görememekteyim. Boşanmakta olduğum... Yazan Samia Forum Aile Hukuku Yanıt 11 Son İleti 27-04-2018, 164715 Birikmiş nafaka ve çocuğu görme hakkı Öncelikle bu sitede emeği geçen herkese 2001 senesinde eşimden boşaldım ve 1998 doğumlu olan oğlumuzun velayeti anne olarak bana... Yazan elif demir Forum Aile Hukuku Yanıt 15 Son İleti 17-01-2009, 230749 Boşanmada çocuğu görme hakkı Merhabalar, Eşim ile anlaşmalı boşanmaya karar bana 2 aylık olan oğlumu hafta sonu 2 saat görebilirsin diye diretiyor. Kanuni... Yazan ontul Forum Aile Hukuku Yanıt 6 Son İleti 07-10-2008, 124558 Çocuğu Görme Hakkı Merhaba, benim boşanma davam reddedildi ve 3 yıllık bekleme süresinden sonra yeni bir dava açtım ve gün aldım. 5 yaşında bir oğlumuz var ve velayeti... Yazan rumy Forum Aile Hukuku Yanıt 4 Son İleti 05-10-2008, 084337 Yetkileriniz
Antalya'nın Muratpaşa ilçesinde yaşayan Ali Y. 37 ile 37, 2007 yılında görücü usulü evlendi. Çiftin evliliğinden 11 isminde bir kız çocukları dünyaya geldi. 2015 yılında ise şiddetli geçimsizlik gerekçesiyle kızıyla birlikte İstanbul'a giderek eşi Ali Y.'ye boşanma davası açtı. Mahkeme, boşanmanın reddine, küçük kızın geçici olarak velayetinin annesine verilmesine ve Ali Y.'nin eşi ve çocuğu için ayrı nafaka ödemesine hükmetti. İlerleyen süre içerisinde bir aracı vasıtasıyla 'protokol' şartı konularak barışan çift, tekrar aralarında tartışma yaşayınca olay yine mahkemeye taşındı ve boşanma dava dosyası tekrar açıldı. Yaklaşık 5 yıldır süren boşanma davası süresince Ali Y.'nin kızını ayda 1 gün görebilmesine izin verildi. Baba Ali Y., boşanma aşamasındaki eşinin Zonguldak'ta yaşaması sebebiyle kızını ayda 1 gün görebilmek için Antalya'dan Zonguldak'a gitmek zorunda kaldı. Ali Y., mahkemenin 2019 yılındaki duruşmada kızının yılda 1 ay yanında kalmasına müsaade etmesiyle çocuğunu 6 yıl aradan sonra kendi evinde görmenin mutluluğunu yaşadı. Son olarak Ali Y. tarafından açılan boşanma davası da reddedildi. Mahkeme tarafından alınan kararda Ali Y.’nin kızını bayram, sömestr ve yaz aylarında görebilmesine imkan tanındı. Ali Y. ise kızının gösterilmediğini iddia ederek icra yoluna başvurdu. “İnsan kendi çocuğunu hacizler mi?” Eşinin açtığı boşanma davasının reddedilmesi sonucu 2018 yılında kendisinin de bir boşanma davası açtığını belirten Ali Y., 6 yıldır boşanamadıklarını söyledi. Bu süreçte çocuğunu görmekte zorlandığını dile getiren Ali Y., “Çocuğum 11 yaşına girecek, karşı taraf bana eski iddialara uzaklaştırma kararı almış. Çocuğumu zaten göremiyorum. Ben çocuğumu icra ile değil normal bir şekilde görmek isterim. Çocuğum böyle bir durumda etkileniyor. İcra basit bir olay değil. Pedagog eşliğinde farklı insanlar görüyor. Yeri geliyor kolluk kuvvetlerine başvuruluyor. Çocuğun psikolojisi bozuluyor. Boşanma davası reddedilen mahkemede çocuğumu görmeme ilişkin bir karar verildi. Şu anda karar değişti. Ancak yine de çocuğum gösterilmiyor. Karakola başvurdum kimse bana yardımcı olmuyor. İcraya başvuracaksın’ diyorlar. Ben de icramı başlattım ama karar kesinleşmeyince o icra başlamazmış. Bu ay çocuğumu göremeyeceğim. Seneye kaldı. En son çocuğumu 4 ay önce gördüm. Zonguldak ile buranın arası bin 600 kilometre. Benim masraflarım oluyor, maddi zorluk yaşıyorum, her ay nafaka ödüyorum. Kolay değil yani. Kendi çocuğumu masrafla görüyorum ve hacizliyorum. İnsan kendi çocuğunu hacizler mi? Bu mal değil ki. O bir insan. İstemeyerek de olsa mecburum, seviyorum çünkü. Ondan ayrı kalmak istemiyorum. Özlüyorum. Ben çocuğumu yüreğime yazdım, o benim tek varlığım” dedi. “Karşı taraf göstermek istemezse göstermiyor” Müvekkilinin yaşadıklarını anlatan Avukat Hakan Evcin ise, daha önce eşinin açmış olduğu boşanma davasının reddedildiğini, mevcutta da Ali Y.’nin boşanma davası açtığını ancak bunun da Temmuz ayında reddedildiğini aktardı. Ali Y.'nin 6 yıllık mahkeme sürecinde çocuğunu sadece birkaç kez gördüğünü savunan Evcin, “Bu görme olayları ancak mahkeme kararlarının kesinleşmesini beklerken jandarma eşliğinde oldu. İlk yargılama kesinleşmesiyle beraber 4 yıl sürdü. Şimdiki yargılama ise henüz kesinleşmedi. Bölge adliyesindeki istinaf sürecinin de tamamlanması bekleniyor. Bu da yaklaşık 1 yıl bekleyeceğimiz anlamına geliyor” dedi. Ali Y.’nin çocuğuyla yaz aylarında, sömestr tatillerinde ve bayramlarda görüşmesine ilişkin mahkemede alınan kararlar olduğunu belirten Evcin, “Fakat bu kararların uygulanabilmesi için kesinleşmesi gerekiyor. İcra edilebilmesi kararın kesinleşmesi şartına bağlı. Fakat itiraz edildiği için kesinleşme yıllarca sürüyor ve çocukla görüşme ne yazık ki mümkün olmuyor. Eğer karşı taraf göstermek istemezse göstermiyor” diye konuştu. “Boşanma olaylarında çocuklar şantaj malzemesi olarak kullanılıyor” Boşanma konularında çocukların şantaj malzemesi olarak kullanıldığını ve bu durumu en çok erkeklerin yaşadığını ileri süren Evcin, “Çocukla babanın görüşmesi konusunda mahkeme kararının kesinleşmesi ve bunun başka şehirlerde ise uygulanabilmesi için çok uzun prosedürler gerekiyor. Özel görüşme yerleri ve özel kişiler olması gerektiğine dair uygulamalar var. Fakat ne yazık ki karşı taraf istiyorsa gösteriyor, istemezse bu prosedürler uzun zaman aldığı için görüşülemiyor” dedi. “İcra yöntemi çocuğun psikolojisini etkiliyor” Evcin, çocuğun görüştürülmeme durumunda icra yönteminin devreye girdiğini ancak bunun çocuğun psikolojisine olumsuz yönde etki yaptığına değinerek şöyle konuştu “Kalabalık bir heyet halinde çocuk alınıyor ancak çocuk bunu gördüğü anda zaten yıkılıyor, psikolojisi darmadağın oluyor. Zaten boşanma sürecinde sürekli kendilerine yükleme yapıldığı için çocukların psikolojisi inanılmaz kötü etkileniyor ve tabi ki gelecekleri de etkileniyor. Bunlar Türkiye’nin çocukları, dolayısıyla Türkiye’nin geleceği etkileniyor. Ülkemizde şöyle bir algı var; çocuklar anneye verilir, anne istediği zaman gösterir. Babalar nafakayı öder, babalar çocuklarla görüşemez, onlar her türlü fedakarlığı yapar, gerekiyorsa şantajla ev, araba, para kazanır, ne eder bulur çocuğuna verir.” “Kadının ne kadar çocukla görüşme hakkı varsa, erkeğin de o kadar hakkı vardır” Bir erkeğin kadına şiddet uyguladığında diğer erkeklerin de bu durumdan olumsuz yönde etkilendiğine işaret eden Evcin, “Kadına şiddette toplumda eğer bir erkek kadına şiddet uyguladıysa bütün erkekler bunu yapmış gibi lanse ediliyor. Erkeğe şiddet görülmüyor. Erkek hep şiddet uygulayan, para kazanan, aldatan, döven, kumar oynayan ve alkol kullanan insanlar gibi gösteriliyor. Fakat erkekler böyle değil. Erkekler de insandır ve onların da hakları vardır. Kadın ne kadar anneyse, erkek de o kadar babadır. Kadının ne kadar çocukla görüşme hakkı varsa, erkeğin de o kadar hakkı vardır” ifadelerini kullandı. “Nafaka süresiz olunca silaha dönüşüyor” Nafaka konusuna da değinen Evcin, müvekkilinin turizmde çalışan birisi olduğunu ve süreç boyunca işsiz kaldığını ancak nafaka ödemekle yükümlendirildiğini söyledi. Nafakanın süresiz olması durumunda silah olarak kullanılabileceğine dikkati çeken Evcin, “Böyle bir durumda eşitsizlik söz konusu. Erkek çalışıyorsa, kadın da çalışabilir. Erkek para kazanıyorsa, kadın da kazanabilir. Uç örnekler olarak bakmayıp genelleştirmek gerekiyor. Kadınlar ve erkekler eşittir, çocuğa da birlikte bakabilirler ve ikisi de para kazanabilir. Nafakanın da uzun süre olmaması ve belirli süreli olması gerekiyor. Ali Bey nafaka ödemediği her ay için 90 gün hapis cezası yatmak zorunda” diye konuştu.
Füsun Çetinel benzerliklerimizi daha net görebilelim diye kentle köy, yetişkinle çocuk, renkle renksizlik arasında bir pencere açıyor. Bu pencereden görünenlerle’ Aziz’in öyküsünü hem anlatıyor hem de hissettiriyor Abone Ol OĞUZCAN ÇAĞANFüsun Çetinel, "Gençleri marjinal olmakla suçluyoruz ama marjinallik, beraberinde farklı olana hoşgörüyü ve saygıyı getiriyorsa, bırakalım olsunlar. Çocuklar ve gençler, etiketlerle bizim dert ettiğimiz kadar ilgilenmiyorlar aslında" diyor. Çetinel ile yeni kitabını Pis Yeşil Böcek doğrudan doğruya olmasa da satır aralarında bir canlıyı, bir insanı tanımaya çalışmanın her iki tarafın da hayatında yeni bir kapı açacağını söylüyor. Bir kişinin veya canlının isminin öğrenildiği ilk anda mı yabancılığın getirdiği buğu dağılmaya başlıyor?Kedimiz doğurduğunda yavrulardan hiçbirine isim koymak istememiştik. Koysaydık, eminim ki başkalarına veremezdik onları. Aynı şey bütün canlılar için geçerli. Bebeğini evlatlık vermek isteyen annelerin birçoğu isim koyamazlar. İsim; sahiplenme duygusunu getiriyor beraberinde; canlıyı bize özel kılıyor. İsim ayrıca bize; ismin sahibi ve ailesi hakkında hazır bilgiler de sunuyor; sosyal ve ekonomik durumu, eğitimi, inançları, memleketi… İşte tüm bunlardan yola çıkarak; yabancılığın getirdiği buğu, ismin öğrenildiği anda dağılıyor diyebiliriz şehirdeki insanların büyük bölümünün şehrin onları sürüklediği bir renksizliğe sahip olduklarını fark ediyor birçok anda. Aziz, arkadaşlarını bir kenara ayırırsak, en çok geride bıraktığı o renkleri mi özlüyor?Betonun aksine, doğanın renkleri değişkendir, sürprizlidir. Güneş ışınlarının yapraklarda, dağlarda, taşlarda bıraktığı renklerin bir ânı bir ânına uymaz. Bu cümbüşü özlüyor Aziz. Köydeki boşluğu özlüyor; gerek coğrafya gerek zaman bağlamında, hayatın akışındaki boşluk, gözünün alabildiğine uzanan boşluk. Çevresindekilerle tanışık olma halini, onaylanmayı, insan yerine konmayı yaşananlardan hareketle sormak isterim En küçük farklılık veya yabancılık şehir yaşamında -çoğu zaman- korkulacak ve tepki gösterilecek bir sebebe mi dönüşüyor dersiniz?Şehirlerde daha çok korkuyoruz birbirimizden. Çok fazlayız, çok kalabalığız, birbirimizi tanımıyoruz. Durakta veya peronda unutulmuş bir çanta bombanın habercisi olabildiği gibi, üstü başı dökük bir evsiz, çalma ya da öldürme potansiyeli taşıyabiliyor biz şehirliler için. Giyim kodumuz, alışkanlıklarımız, kalın duvarlarımız var maalesef. Farklı olmamak, yabancı kalmamak için elimizden geleni yapıyoruz. Bunun sonucunda da bir örnek robotlara ve gençler arasında kurulan dayanışmayı nasıl yorumlamalı? Kent ve kırsal denildiğinde akla gelebilecek farklılıklar, gençler ve çocuklar arasında daha mı hızlı kapanıyor?İster köyden isterse şehirden gelsin, çocukların ve gençlerin baş etmesi gereken sorun hep aynı; güçlünün elindeki otorite. Savaşmak zorunda olduğunuz şey ortaksa, kuvvet kazanabilmek için birlik olmalısınız. Gençleri marjinal olmakla suçluyoruz ama marjinallik, beraberinde farklı olana hoşgörüyü ve saygıyı getiriyorsa, bırakalım olsunlar. Çocuklar ve gençler, etiketlerle bizim dert ettiğimiz kadar ilgilenmiyorlar ve çocuğun sesinin -haklı da olsa- bir yetişkin sesinin karşısında kısık mı olması bekleniyor dersiniz? Gençler ve çocuklar, bir yetişkin karşısında sesini korumaya çalışırken daha ürkek mi yetişiyor?Çocuk haklarının 30. yılının kutlaması dolayısıyla İsveç Konsolosluğu’nda düzenlenen panelde, tam da bahsettiğiniz şeydi ana tema. Çocuğun; sesini koruması, kendisine yapılan şiddeti, tacizi veya haksızlığı dile getirme hakkının olması için anayasa çalışmaları yapılıyor. Kabul etsek de etmesek de devir değişti. Bir çocuk, kendi ana babasını, dayak yediği için mahkemeye şikâyet edebilecek pek yakında. Bir canlı bizden daha küçük veya güçsüz diye ona istediğimizi yapamayız. Şu sıralar gündemi kaplayan kadın cinayetlerini ve çocuk tacizini düşünürsek, çocukların sesini kısmaya çalışmanın ne kadar tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini gayet açık boyunca yeşil böcek aslında bir metafora da dönüşüyor yanılmıyorsam. Yeşil böcek, rengiyle şehrin kaybolan parklarını, bahçelerini, ağaçlarını ve yeşillerini mi hatırlatmak istiyor?Maltepe-Kadıköy arasındaki metro hattında yolculuk yaparken; gerçekten de bir kadının ceketindeki yeşil böceği fark edip, elime aldım. Yolcuların birbirinden ilginç yorumlarıyla; kimi kapıdan atmamı önerdi, kimi öldürmemi. İnatla son durağa kadar taşıdım. Benim çabalarıma şahit olan yolculardan bir adam sigara kutusunu boşaltıp böceği içine koymam için bana uzattı. Benim böceği kurtarma inadım bir kırılma noktasıydı. Diğerleri de katıldı bize ve vagondaki herkes artık böceğin kurtarılma macerasının bir parçası olmuştu. Son durakta, yeşil böceği hep birlikte küçük bir parkta doğaya kavuşturduk. Hikâye ayağıma geldi anlayacağınız. Bir zamanlar Yesemek’te rastlayıp sohbet ettiğim Aziz’i romana kahraman yapmak, onu şehre getirmek, işin kurgusal yanıydı. Franz Kafka’nın Dönüşüm romanı, aklıma otoriteyi, babayı, devleti, güçsüzün ezilmesini, güçlünün zorbalığını getirdi. Böceğin yeşil olması, parkların ve ağaçların; otorite saydığımız devlet ve kapitalist sistem tarafından yok edilmesi, ezilmesi metni çok güzel Pis Yeşil Böcek son derece lezzetli bir kitap ve bunda çizimlerin de oldukça etkili olduğunu düşünüyorum. Metniniz ve Yusuf Tansu Özel’in metne tat katan çizimleri nasıl buluştu?Yazar-çizer birlikteliği yayınevinden yayınevine farklılıklar gösterir. Günışığı Kitaplığı’nın işleyişinde, ben metni yayınevine teslim ederim, değerli editörüm Müren Beykan uygun çizer arayışına girer. Ancak desenler çalışıldıktan çok sonra görürüm çizimleri. Zaten yazarın da -eğer metin güçlüyse- çizimlere müdahale etmesine gerek yoktur. Sanat yönlendirilemez. Yusuf Tansu Özel’in Küçük Pis Yeşil Böcek çizimlerini ilk gördüğümde hayalimdeki Aziz’i bu kadar net çizebilmiş olmasına hem şaşırdım hem de şapka çıkardım. Video haberler için YouTube kanalımıza abone olun
ayrı şehirlerde çocuğu görme hakkı