Göğüs kısmı sarı, etek ucu desenli bir maxi elbise olacaktı. Tabi saten olması, göğüsteki büzgüler beni çok yordu. 3. denememde diğerlerine göre daha giyilebilir bir elbise elde ettim fakat tabiki çok hatası var :) Gizli fermuarı, fotoğraflarda bile rahatlıkla görebilirsiniz mesela :))) Ama olsun dimi, BEN DİKTİM :)) Birçiçek çizdim bu akşam avcuma, ismini her şey koydum. (Didem Madak) İçinizde tutulan mutluluk tohum paylaşılan mutluluk çiçektir. John Harrigan. Çiçeğin güzel kokması kadının da akıllı olması gerek. Victor Hugo. Alelade otlar, iki ay içinde yetişir; fakat kırmızı gül ancak bir yılda yetişir. Mevlana Tekirdir tekerlenir bir saranı bulunmaz." diyen o adama.. Anlatarak bitiriyorum hayatımı Bilmiyorum başka nasıl bitirilir bir hayat Bir çiçek çizdim bu akşam avucuma İsmini her şey koydum. Simli ojeler sürdüm yalnızlıktan sıkıldığımdan. Müsveddesi gibi şimdi tırnaklarım Yıldızlı bir gecenin. Almancada belirli artikeller, der, das ve die olmak üzere üç tanedir. Daha önce de belirttiğimiz gibi her kelimenin artikeli değişiktir. Bu yüzden kelimeler artikelleriyle beraber öğrenilmelidir.Bir çok kaynakta artikeller şu şekilde kısaltılarak gösterilir: der artikeli r veya m harfleriyle gösterilir. Sonradedim kagida guzel bir seyler cizeyim dedim. aklima ivjjj in hentaisini cizmek geldi. Sanatci edasiyla cizmeye basladim. Cızdım bıttı asırı guzel guzel bır sey cizdim. Erdem uyuyordu durttum ibneyi gosterdim. oha kanka bu ne amına koyim aliyom bunu 5dk dedi. Montunu aldi geldi. Bi baktim sakir sakir cavusu tokatliyor. Dịch Vụ Hỗ Trợ Vay Tiền Nhanh 1s. Didem Madak, 'Müsvedde' adlı şiirinde şöyle diyorduAnlatarak bitiriyorum hayatımıBilimiyorum başka nasıl bitirilir bir hayatBir çiçek çizdim bu akşam avucumaİsmini herşey ojeler sürdüm yalnızlıktan gibi şimdi tırnaklarımYıldızlı bir gecenin. Didem Madak 1970'te İzmir'de doğdu. İlk ve orta öğrenimini İzmir'de tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni yaşındaki kızı Füsun'a, eşi Timur'a ve hayat'a erken veda eden Didem Madak, genç kuşağın usta kadın ütüsüz ve buruşuk gezdirmeyi sevdiğinden hiçbir zaman yeterince "düzgün insan" sekreterlik, anketörlük gibi işlerde de çalıştı. En son 8 yıldır İstanbul Eczacılar Odası'nın avukatlığını şiirleri Sombahar ve Ludingirra dergilerinde yayımlanan Didem Madak, Grapon Kağıtlar İnkılap Kitabevi -2000 kitabıyla İnkılap Kitabevi Şiir Ödülü’nü sonra “Ah”lar Ağacı Everest Yayınları-2002 ve Pulbiberi Mahallesi Metis Yayınları-2007 isimli kitapları yayımlanan şair, yaşamın detay görüngülerini, şaşırtıcı imgeler, özgün dil dağarcığı ve derinden gelen bir hüzünle şiirleştirerek edebiyat dünyasında dikkatleri üzerine topladı. Annesini erken yaşta kaybetmiş olmasının yarattığı yaşam sorgulamalarını, şiirlerine de ve toplumsal özgürlük vurgulu şiirlerinde kadının iç dünyasını 25 Temmuz 2011 Pazartesi günü öğle namazının ardından Şişli Camii'nden kaldırılarak Edirnekapı'daki Mısır Tarlası Mezarlığında toprağa Biber Mahallesini TanıyalımMahallemizde devamlı darbuka çalıyorlar Erkes nedense asan'dan amile Düm-tek çocuklar doğuracak kadınlar bahara Burada aşklar fena şehla, şahane aşkları İncesinden sosyeteye bırakıyorlar. Acı yok bizim mahallede sanki hiç olmamış Yalnız şarkılara fazla pulbiber atıyorlar. "Kimbilir" çocuklar doğacak bahara Babası "canı cehenneme" çocuklar Pulbiber taneleri yapışmış dudaklarına Saate bakıyorum düm-tek-düm-tek ilerliyor Pulbiber kavanozunda bir akrep buluyorum kimsesiz Küfrediyor yelkovana Bensiz ne cehenneme gitti bu hayta! Karaköy vapuru bize uğramadan gitmiyor asla Bir elma tıkıp ağzına yolluyoruz, çok bağırmasın maksat Sebepsiz kederlerdeyiz Leman'la Bağırıyoruz esasında sustuğumuzda Düdüğüz biz, düdük, valla billa! İki yaşlı ve iki başlı iki gövel ördek gibi Gölümüzde yüzüyoruz kanımızdan canımızdan Mahalleli pulbiber ekiyor suyumuza Nilüferler gibi açılıyor pulbiber taneleri Güzel ve ağırdılar diyecekler Oysa paytak ve kırmızı kanatlıyız Bizim familya uçar, uçarıdır, uçacağız.. Yanlış da olsa fiiller için çekici bir kadınım Pulbiber Mahallesinin düm-tek tarihinde Acıdan sızlarken burnumuzun direği Morarmış çarşaflarımızı bayrak diye asardık Dokunsalar dağılırdı iyi pişmiş kurabiyeler gibi kalbimiz Kıtırdı ve çıtırdı Nedense iki kuşun ismine benzerdi kalbimiz Biz böyleydik işte, lezzetimiz de böyle.. böyle.. böyle Bu mahalleye ben Cenevizlilerden kalmışım. Bir elli altı santimlik bir kule olarak Ferman tarihinse Göğe doğru uzanan bu beden de bizimdir HABERDidem Madak Uğurlandı >>> Yine genç bir ölüm .. Bundan böyle şiirleri ile aramızda olucak Didem Madak. Allah' tan rahmet, ailesi ve sevenlerine sabır diliyorum ..MÜSVEDDELER 1- Anlatarak bitiriyorum hayatımı Bilmiyorum başka nasıl bitirilir bir hayat Bir çiçek çizdim bu akşam avcuma İsmini herşey koydum. Simli ojeler sürdüm yalnızlıktan sıkıldığımdan. Müsveddesi gibi şimdi tırnaklarım Yıldızlı bir gecenin. Yıl 2000 Tekke ve zaviyeleri kapatıldı kalbimin Tombul güvercinler dolaşırdı kiremit çatısında Bulutlar akardı paçalarından, uğuldarlardı. Kuşların şarkılarından anlarım. Kimse hayra yormaz beni Kuşbaz ve uçmaya meraklı, Ütüsüz giyerim karabasanlarımı Sakarım, sık sık çarpar deviririm yazgımı İçimdeki suyu döktükten sonra işte, ondan sonra Şikayetim yok, rahatım. Taşralı ve safım. Yağmurda unutulmuş bir Tanrı’yla ahbabım Balkonda asılı kalır günlerce gökkuşağım, Deterjan reklamına çıkacağız biz ikimiz Tanrı’yla Ben böğürtlen lekeli çocuğu oynayacağım, O kirli beyaz gömleğim. Ah bir de şu gömleğe, göynek diyecek kadar Cesur olaydım. Teyzem öldü. Kırkı yeni çıktı En iyi hikayeleri ölüler anlatır Ölülerin anlattığı hikayeler İnşirah suresi gibi insanı ayartır Kırmızı günleriyim ben takvimlerin Okullar tatil oluyor ben söz konusu olduğumda Şeker istemeye geliyor çocuklar. Oyun oynuyoruz, Sağlam bir halatla çekiyorum acıyı kendime doğru. Siyah iş günleri müdahale ediyor hayatıma Mor bir köşe yastığı gibi isyankar oturmak istiyorum, Ben oysa divanın en ucunda. Çorba pişirmek istiyorum, Sonra kalkıp ekmek kızartmak, Bıçağın ucuyla kazımak aşkı fazla kızardığında. Söyleyin ateşe, Ruhunu üflemesin benden gayrısına. Çiçek silindi bu sabah ellerimi yıkadığımda “Ellerim bomboş...” Kötü şiirlerden koru beni Tanrım Amin! 2- Bir şaşkınlık şarkısı olarak besteliyorum aşkı Kaprisli notalar, huysuz sololarla Bekçisi olmayan geceler denk geliyor bana, Çaresiz bekliyorum, Düdük çalıyorum, İki el ateş ediyorum havaya. Gecenin bir yarısı oturup ağlıyorum bir çocuk parkında Ulumak gibi ağlıyorum Köpekler koşuyor sağımda solumda Tanrım! Diyorum sadece Başka bir şey diyemiyorum zaten o an. İyi niyetli ve sevimli bir kızdan kalanlar Sallanıyor durmadan boş salıncaklarda “Üzgünüm” diyor, Bir mutluluk şiiri yazamam bu saatten sonra! Yoksul çocuğuydun sen benim 23 Nisan sabahımın Şiir okutmadım sana, folklor oynatmadım. Yoksulluk diyorum, O an, Ucuz lafların çalılarına takılıyor şiirimin elbiseleri. Sen tuz ol en iyisi sevgilim Ben ekmekle duruma müdahale edeyim. Bırak hazır soyunmuşken Kuru öksürüğüne elma kabuğu ve tarçın tavsiye edeyim. Tasfiye ettiler beni kediler aralarından Yar olmaz bundan sonra sarmandan sana. Beni tasfiye ve tavsiye arasındaki karışıklıkta Müsait bir yerde bırak sevgilim. Hem otuzumu geçtim azıcık Gerisini ben yürürüm artık. Çizgili olsun, buruşsun yüzü, Şiirlerim için yaşlanma etkilerini geciktirici krem kullanmayacağım. Yokuş aşağı şarkımı söylerdim, sarhoş “Kanatlarım vardır benim uçarım” Koşup kaşe kabanından yakalardın uyduruk şarkılarımı Ne çok ısıttın beni, Ne çok ısıttım seni, Buruştu ve kirlendi 23 Nisan’da takılan simli ve tül kanatlarım Kurtulamadım, üstümde kaldı. Ben sevgilim... Bir çocuk bayramı gibi yaşamak isterdim her aşkı Cezaya kaldım. Bir mutluluk şiiri yazamamaktan dolayı İmlamı iyice bozsam da farketmez artık. Kime ne “de-da”ları ayırmasam? Noktalarda durmasam, Bir ünleme koşsam yalnızca, Sonu uçmak olan çığlığa. Kime ne anlatarak bitirsem hayatımı? Ölümüme de bir şiir yamar nasıl olsa birileri artık. 3- Bazı vakitler tren geçiyor evin yakınından Yaşlanıyorum pencereden her bakışımda Anna Karenina’yı taklit ediyor zaman, Atıyor kendini raylara. Neden her aşk Bir kadının cenazesini kaldırır mutlaka. Sevdiğim adamlar çarpıyor camlarıma Bir kelebek gibi kocaman, kara Pervazlarımda kuruyorlar sonra Begonya tozlanıyor, Unutmanın gözyaşları sanki bu tozlar. Annemin temizlik günleri gibiyim Yorgun, solgun ve beyaz. Kardeşim ayağını sallıyor sevdiği şarkılarda Birini çok sevmek gibiyim Sütle siliyor tozlarımı kardeşim. Kestane pişiririz diyoruz sobada Hayallerimiz çatlıyor sonra, çıtırdıyor, kızarıyoruz. Bu şiirden bir bölümü attım Kilometrelerce uzağa Tavşanlı pijamalarımla balkona çıkıp el salladım ardından Havaya uçuracaktı şiirimi az daha, Attım. Lokum getirmişti ve kitap, Ben ruhunu getirsin istemiştim oysa. Onu da tam buradan attım. Ben ne de olsa yakıp yıkanlar listesinde Ölü yada diri arananlardanım. Bir Doğuş şarkısı söyletiyorum bazen hayatıma “Aramızda uçurumlar söz konusuyken” Uçurumlarda tenzilat varken hazır Uçalım, hadi uçalım Ben nasıl olsa Bu müsveddelerin ortasında MADAK 90 kuşağının en iyi şairleri arasında gösterilen Didem Madak, dün 24 Temmuz Gayrettepe Florance Nightingale Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Madak uzun süredir kolon kanseriyle mücadele ediyordu. Madak'ın cenazesi bugün öğleden sonra Şişli Camii'nden kaldırıldı; Madak evli ve üç yaşında bir çocuk annesiydi. Şair ve eleştirmen Osman Çakmakçı, bianet'e yaptığı açıklamada, Didem Madak için "çok renkli ve melez bir şiiri vardı. Canlı ve hareketliydi. Kendine özgü bir sese ulaşmıştı. Erken bir kayıp oldu" dedi. İlk Kitap Grapon Kağıtlar 1970 yılında doğan Didem Madak, lise eğitimini İzmir'de tamamladıktan sonra Dokuz Eylül Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. İlk şiirleri Sombahar ve Ludingirra dergilerinde yayımlanan Didem Madak, Grapon Kağıtlar İnkılap Kitabevi -2000 kitabıyla İnkılap Kitabevi Şiir Ödülü'nü aldı. Madak, "Ah"lar Ağacı Everest Yayınları-2002 ve Pulbiberi Mahallesi Metis Yayınları-2007 isimli kitapları yayımladı. Madak, 'Müsvedde' şiirinde şöyle diyordu Anlatarak bitiriyorum hayatımı Bilmiyorum başka nasıl bitirilir bir hayat Bir çiçek çizdim bu akşam avucuma İsmini her şey koydum Simli ojeler sürdüm yanlızlıktan sıkıldığımdan Müsveddesi gibi şimdi tırnaklarım Yıldızlı bir gecenin. GY

bir çiçek çizdim bu akşam avucuma